25 Mart 2009 Çarşamba

-Karanlıkta oturmuş neyi düşünürsün böyle umutsuzca?
-Biri vardır aklımda ama korkmaktayım ona açılmaya..
-Neden korkarsın eğer sevdiğinden eminsen bu kadar?
-Ya reddederse diye geçiririm aklımdan,ya istemezse beni onu istediğim kadar?
-Peki reddetse ne olur?dünyanın sonumudur.Değer mi bulmuşken mutlu olabileceğin birini sadece korkudan tutman kendini?
-Haklısın gidip açılmak en iyisi...
-Niye durdun şimdi değiştiren ne fikrini?
-Ya ilerde bırakırsa beni bulduğunda benden iyisini?Tekrar kaldıramam bunun gibi bir yenilgiyi.
-Ne dediğinin farkında mısın sen ?düşün bir daha .Bulunca senden iyisini bırakmalı tabi ki seni .Sen olsan koşmazmısın bulmuşken gönlünün eşini?
-Ama zor gelir bana yaşamışken daha önce bunun gibi bir yenilgi.
-Geçmiş öğretmendir sana hayatta ,engel değildir yaşamana.
Hayatta ilerlerken geçmişten parçalar almalısın yanına
ama ne çok ufak olmalı unutulacak kadar
ne de çok büyük olmalı sana ağırlık yapıp yürümeni engelleyecek kadar.
Cebinde taşıyacağın kadar olmalı, alıp bakabilmelisin ihtiyacın olduğu zaman.

22 Mart 2009 Pazar

Deniyorum,çabalıyorum hatta zorluyorum...
ama olmuyor.
giden birşeyleri yerine koymak,farklılıları kabullenmek o kadar zor ki.
Söylüyorum,istiyorum hatta diretiyorum...
ama olmuyor.
karşındakinden sevgi dileniyormuşsun gibi hissedersin böyle zamanlarda ,bunu kaldırmak o kadar zor ki.
Söylemiyorum,istemiyorum hatta umursamıyorum...
ben artık senin değilim.Biz olmak o kadar zor ki
Artık sen deniyorsun,çabalıyorsun hatta zorluyorsun...
Söylüyorsun,istiyorsun hatta diretiyorsun...
ama olmuyor ve olmayacak.
karşımda durmuş yaşlı gözlerle "benden bu kadar kolay vazgeçme "dediğin an anladım.Beni hiç anlayamamış birine dönmem o kadar zor ki.
Senin beni görebilmen o kadar zor ki.

17 Mart 2009 Salı

Senden ayrılmayı düşündüğüm şu sıralarda,tek bir hareketini bekliyorum...
sonra ayrılacağım senden sessiz ve hissettirmeden.
Artık rol yapmama gerek kalmayacak ,söylerken beni ne kadar çok sevdiğini,
ellerini tutmam gerekmeyecek,sarılmayacağım sana
yanımda durmuş sırıtan yüzünü izlerken tek bir hareketini bekliyorum senin ,
yapacağın tek bir hareketi...
İşte o zaman çekip gidebileceğim. :D

17 Şubat 2009 Salı

İçimdeki parçanı yanına alıp giderken,
tüm kinime ,nefretime, çağresizliğime rağmen
dönüp bakmadım arkandan.
Söylemedi dudaklarım içimden geçen küfürleri,
sana olan düşkünlüğümü farkettirmedi hiçbir kelime.
Oysa söylediklerimi duymanı isterdim,
anlamanı isterdim beni,bana kattıklarını ve benden götürdüklerini.
Bilmiyorum;
belki de aynı şeyleri sende hissediyorsun şu anda ,
belki de ilk defa ikimiz aynı fikirdeyiz seninle,
belki de aklının köşesinden bile geçmiyordur gözlerim.
Artık önemli değil zaten ne düşündüğün ne hissettiğin,
sadece ben olmak istiyorum hayatta sensiz ve sakin:D

30 Ocak 2009 Cuma

vs.vs.vs.

Yatakta uzanmış,yanaklarından yaşlar süzülürken bir anda başlayan bu ağlama krizine bir anlam vermeye çalışıyordu evet bu aralar işte biraz stresliydi ama bu denli şiddetli bir krizin olması garipti.Saatin alarmının tekrar çalması üzerine yataktan kalktı,müzik setine en sevdiği cd yi koyduktan sonra banyoya girdi.Böyle zamanlarda ılık bir duş her zaman iyi gelmiştir ama bu sefer aynı şey olmadı su tenine değdikçe onu rahatlatmak yerine sanki daha çok huzursuz ediyordu.Hemen duşunu bitirip giyinmeye başladı ,biraz önce yaşadığı şeye hala bir anlam veremiyordu ama her zaman yaptığı gibi bunu hiç yaşamamış olduğunu varsaydı; ne de olsa bu en kolay yoldu ve hep böyle yapmıştı.
Hayatı boyunca ne giyeceğine kolay karar veren biri olmamıştı ama bugün farklıydı sanki ,dolabı açtı ve kutunun içindeki elbiseyi çıkarttı,bugün onu giymesi gerektiğini hissediyordu. Elbiseyi giyerken birden yanağından yaşların aktığını fark etti işte yine başlamıştı ama bu sefer sabah ki kadar şiddetli değildi.Makyajını bitirip evden çıkmaya hazırlanırken son kez televizyona bir göz atmak için açtı ve duyduğu karşısında donup kaldı.
"Evet sayın seyirciler bugün 30 kasım 2009..."
30 kasım demişti , evet 30 kasım; bugün 30 kasımdı,ne kadar inkar etse de olmamış gibi yapmaya çalışsa da olmuyordu işte en azından beyni buna izin vermiyordu o inkar etmeye çalıştıkça vicdanı hatırlatıyordu.O yağmurlu kasım akşamı bu lanet elbiseyi almak için o kadar hızlı gitmeseydi şimdi arkadaşı yaşıyor olacaktı.
5 sene... 5 sene önce bugün o ölmüştü ve artık dayanamıyordu bu vicdan azabına artık buna bir son vermesi gerekiyordu.Balkona çıktı,hafiften yağmur yağıyordu, birden sıcak bir rüzgarın estiğini hissetti sanki tüm sıkıntılarını da alıp götürüyordu artık rahattı kendini hafiflemiş hissediyordu .Kafasını çevirip baktığında tanıdık bir simayla karşılaştı evet oydu gözlerine inanamıyordu ama ta kendisiydi biricik ve tek dostu ellerinden tutmuş ona gülümsüyordu.
Rüzgar durmuş,yağmur kesilmişti,sadece kalabalığın sessiz çığlıkları vardı; bir daha ki seneye artık 30 kasım olmayacaktı .....